SanatBiyografi

Turan Dursun Kimdir? | Eserleri ve Ölümü

Eski bir din alimi olan ve hayatının son dönemlerinde İslam karşıtı görüşleriyle büyük yankı uyandıran Turan Dursun, aykırı görüşleri ve sansasyonel ölümüyle bugün hala merak ediliyor. Kısa ömrüne sıkıştırdığı onlarca kitap ile günümüzde en çok okunan yazarlar arasında yer almaya devam eden bu isim, sadece din karşıtı söylevleri ile değil aynı zamanda ülkenin ilk ateizm savunucuları arasında yer almasıyla da farklı bir kimliğe sahip. Bu yazımda Turan Dursun kimdir? sorusundan yola çıkarak hayatını, dini ve siyasi görüşünü, eserlerini ve ölümünü detaylı bir şekilde anlattım. Keyifli okumalar dilerim.

“Ben bir sıfır değil; belki de “ölüm”üm. İlkel düşüncenin, “tabu”ların, özellikle de “din tabusu”nun ölümüyüm. Ya da karanlığa tutulan ışığı elinde bulunduran kişi.”

Turan Dursun’u TRT’deki dini sohbetler programına çıkana kadar henüz kimse bilmiyordu. Fakat oradaki dini mottoları sorgulayan ve çürütmeye çalışan tarzı ile kısa sürede ülkemin gündemine düştü. Zaten çok geçmeden TRT’deki görevine son verildi. Bu olayın ardından yazılarında daha da keskin bir üsluba bürünen yazar, ömrünün geri kalan kısmında kendini İslam argümanlarını çürütmeye adadı. O halde gelin hep birlikte Turan Dursun kimdir? ve eserleri nelerdir? detaylı bir şekilde öğrenelim.

Turan Dursun Kimdir?

1934 yılında Sivas’ın Şarkışla ilçesinin Gümüştepe köyünde dünyaya gelmiş olan Turan Dursun, annesi Kürt, babası Türk kökenli bir ailenin çocuğudur. İmam bir babanın çocuğu olan yazar, çocuk denilebilecek yaşlarda kendisine Arapça öğretecek hocaların yanına emanet edildi. Arapça eğitiminden sonra molla ve şeyhlerin yanında uzun süre kaldı. Böylece hem Arapçaya hâkim olacak hem de İslam’ı tüm ayrıntılarına kadar öğrenecekti. Arapça eğitimini en iyi şekilde tamamladı ancak eksik olan bir şey vardı; okuma yazmayı askerlik yaptığı sıralarda öğrenecekti.

İlkokul, ortaokul ve lise eğitimini dışarıdan sınavlara girerek tamamladı. Aldığı diploma ve sıkı bir din eğitiminin ardından kısa süreli medresede hocalık yapmış, ardından ilk olarak müftü yardımcısı olarak göreve başlamış sonrasında müftü olarak atanmıştır. Ancak 1958 yılında başlamış olduğu müftülük görevi 1966 yılında son bulmuştur.

Bilindiği üzere Turan Dursun çok iyi bir din alimi, yazar ve din eleştirmenidir. Tanık olduğu birçok mevzu ve detaylı araştırmalar neticesinde vardığı sonuçlar onu çok etkiledi. Birçok çalışma yürüttü, okuduğu efsane ve hikayeleri kutsal metinlerle kıyaslama fırsatı buldu. Araştırmalarının sonucunda dini inancından uzaklaşmaya başladığını anlayarak müftülük görevinden kendi isteği ile ayrıldı. Müftülükten ayrıldığı bu yıllarda TRT’de prodüktör olarak işe başladı ve yine buradan emekli oldu. Sınavına girerek hak kazandığı prodüktörlük görevinde birçok başarılı işe imza attı. Bir süre sonra din üzerine hazırladığı programlar evrim teorisine fazlaca yer verdiği gerekçesiyle eleştiri almaya başladı ve programı yayından kaldırıldı.

turan-dursun-2

1987’li yıllara gelindiğinde Doğu Perinçek ile yoları kesişti ve onun da desteği ile 2000’e Doğru isimli dergide Din Bilgisi isminde bir sayfada yazı yazmaya başladı. Onun İslam dinini çok iyi bildiği çok büyük bir kesim tarafından kabul görmüş bir gerçektir. Ancak, İslam dinini tarihsel bir yere oturtmada, İslam’ın ve Hz. Muhammed’in tarihsel işlevini değerlendirmek konularına gelindiğinde anlaşmazlıklar doğmaya başlamış, 2000’e Doğru yöneticileri ile ters düşmüştür. Ters düştüğü kişilerde yine kendisine değer veren düşünürler arasında geçen eleştirilerdi. Doğu Perinçek’te bu konudaki eleştirilerini dile getirmiş, Turan Dursun kendisine saygı duyduğunu ancak savunduğu düşüncelerden ve doğrularından vazgeçmeyeceğini dile getirmiştir.

Turan Dursun Kitapları

Turan Dursun, 2000’e Doğru dergisinde ileri dönemlerde kitap haline getirilecek olan Din Bu serisinin içeriğine parça parça yer vermiştir. Din Bu-1 kitabını da yayına hazırlamış ama ne yazık ki basıldığını görememiştir. Tanrı ve Kur’an ile ilgili eleştiri niteliğinde yazdığı bu kitap, kendi inandığı doğruların yer aldığı, dini tam anlamıyla bilmeyen bir topluma dini öğretmeyi amaçlamaktır. Belki de doğru dürüst bilgisi olmayan köy vaizlerinin, şeyhlerin, müftülerin, tarikat çevrelerinin bilgileri ile öğrenilemeyecek olan İslam’ın gerçek bilgiler ışığında onun aracılığıyla öğrenilmesi daha doğru olacaktı.

Turan Dursun kitapları uzun araştırmaların neticesinde gerçek bilgi ve kaynaklara dayandırılan kulaktan dolma bilgiler ile yol alınmamış bir içeriktedir. Ayrıca yazar, İslam’ı ve dinleri aldığı din eğitimi sayesinde çok iyi bilmekte ve gerçek bilgiler ile kıyaslayıp harmanlayarak açıklayabilmektedir. Dinleri, tarihsel bir kategoride ele almamış, Aydınlanma Çağı’na yüzünü dönmüş bir dünyanın penceresinden bakarak değerlendirmiştir.

Turan Dursun kitapları:

  • Din Bu 1
  • Din Bu 2
  • Din Bu 3
  • Kur’an
  • Kulleteyn
  • Din ve Seks
  • Kutsal Kitapların Kaynakları
  • Müslümanlık ve Nurculuk
  • Tabu Can Çekişiyor
  • Şeriat Böyle
  • Allah, Kur’an, Dua, İman
  • Başlangıçtan Bu Yana İnsanlık
  • Dua
  • Evren Bir Şaka mı?
  • Ünlülere Mektuplar
  • İlhan Arsel’e Mektup

Turan Dursun’un ideolojik bir yaklaşım olan dine, toplumsal süreçleri etkilemede tarih sürecinde belirli bir rol yüklediğini de gözlemliyoruz. Din Bu, etkili kitlelere ulaştığında dinlerle ilgili Türkiye’nin Aydınlanma sürecinde nesillerce etkisini koruyacak muhteşem bir eserdir. Herkesin cesaret edip değinemeyeceği noktaların araştırılıp incelendiği sırasıyla “Tanrı ve Kur’an”, “Hz. Muhammed”, “İslam Toplumu ve Laiklik” başlıklarıyla üç ciltte toplanmıştır.

turan-dursun-din-bu

Turan Dursun, Din Bu kitabına yazarın önsözü yazısına şu cümle ile başlar: “Elinizdeki kitap, daha güzel bir dünya için açılmış bir çığırın kitabıdır.” Dünyayı daha yaşanır kılmak için özgür bir dünyaya adım atmamızı ister. Özgürlükçü bir dünya için de tabular yıkılmalı, zincirler kırılmalıdır. İnsan aklı bilimin ışığında ilerler ise ancak yol alabilir. Akıl ve bilim, aydınlık kesimin tarafında ilerleyebilir. Yolumuza ışık tutanlar; gözlem ve deneydir. Din tarafına bakıldığında bunlardan söz etmek imkânsızdır. Bu nedenle din tarafı karanlıktır.

“Gerçekte ne Tevrat, ne İncil, ne de Kur’an Tanrı’dan indirilmedir. Hepsi, oradan buradan yapılan derlemelerin ürünüdür. Tevrat’ın bir sürü kaynağı vardır. Kur’an’ınsa en temel kaynağı, Tevrat’tır.”

Din Bu-2 kitabının içerisinde öyle bir çarpıcı başlık vardır ki; Tahsin Mayatepek’in Atatürk’e raporu. Mustafa Kemal Atatürk tarafından görevlendirilen Mayatepek, Orta Amerika’da Maya kültüründeki güneş kültü ve güneşe tapınma eyleminin Orta Asya’daki güneş kültü ile olan ilişkisini ve Maya dili ile Türkçe ve diğer Asya dillerinin ilişkisini incelemiştir. Tüm bu araştırmalarını 14 rapor halinde hem Atatürk’e hem de Türk Dil ve Tarih Kurumu’na sunmuştur. Sunulan bu raporda dinler ile ilgili çarpıcı gerçeklerde dikkat çekmektedir. Turan Dursun da kitabında bu rapora geniş bir yer vermiş ve yorumlamıştır.

Turan Dursun Kulleteyn Ne Anlatıyor?

Kendisinin hayatının yer aldığı otobiyografik bir kitap olma özelliği taşıyan Kulleteyn yayınlandığında kitlelerce büyük ses getiren bir eser olmuştur. Kendisi de kitabın önsözünde Kulleteyn için; “12 yaşıma değin olan hayatımın romanıdır.” diyecektir. Kitabın kahramanı olan “Türko” Turan Dursun’dan başkası değildir. Kitaptaki kişiler, yer ve zaman olgusu tamamen gerçektir.

turan-dursun-kulleteyn

Turan Dursun, kitabın içerisindeki dini konuları sağlam kaynaklara dayandırmış, yararlandığı tüm kaynakları bir kanıt niteliği olarak okura sunmuştur. Kitapta, şeriat nedir? Şeriat düzeni ile yönetilen kitleler hangi yönde ilerler? Peki, şeriat kimlerin desteği ile yönetilir gibi sorulara cevap verir. Cevapladığı bu soruları da gerçeğin ışığında okuyucuya sunar. 12 yaşına kadar şeyh ve mollaların arasında geçen yaşamını bir kesit olarak anlatır. Şeriatın nasıl bir ilkellik olduğunu okura çarpıcı bir şekilde yansıtır.

Şeriat, tamamen karanlık bir taraftır. Unutulmamalıdır ki tabular karanlıkta yaşarlar. Karanlıktan aydınlığa ulaşabilmek için de ilkel zihniyetlerden çıkılmalı aydınlık bir geleceğe adım atılmalıdır. Turan Dursun kitapları hep ileriye bakmayı, aklın ve bilimin ışığında ilerlenmesi gerektiğini söyler.

Turan Dursun Ölümü

Turan Dursun 4 Eylül 1990 yılında evinin sadece otuz metre uzağında başına sıkılan kurşun ile öldürüldü. Turan Dursun ölümü, İranlı mollalar tarafından sevinçle karşılanırken bir aydına sıkılan kurşun zafer mi kazandırdı? Elbette ki hayır. Turan Dursun yazdıklarıyla aslında yaşamını ölümsüz kıldı. Aydınlık, ileriye bakan eserleri ile ölümün ötesine geçti. Bu ölümsüzlüğün, ölümü yenmenin göstergesiydi. Şimdilerde yazdıklarıyla daha da bir büyüdü Turan Dursun. Artık adı ölümsüz aydınlar içerisinde sonsuza kadar yer bulacaktı.

Peki, onun öldürülmesiyle din konusundaki özgürlükçü düşünce son mu buldu? Asla son bulmayacak, her geçen gün yenileri eklenerek devam edecek. Sıkılan kurşun ile din ömrünü en fazla kaç gün daha uzatabilecek? Onu öldürenler korkularına çare aramış, karanlıktan aydınlığa ulaşamayacak kirli zihinlerdir. Turan Dursun ölümü onun tarih sahnesinden silinmesini mi sağlamıştır? Tam tersine böylesi bir ölüm onu daha da bir büyütmüştür.

Turan Dursun’un kitaplarında din ile ilgili tüm safsataları ve hurafeleri çürüttü. Bunları çürütürken de gerçek ve sağlam kaynaklara dayandırdı. Sağlam kaynaklara dayandırılan yazıları kimse tarafından çürütülemedi. Onun fikirlerini silebilecek karşı tezde bir aydın bugüne kadar bulunamadı. Alçakça bir pusu ile sahneye atılan üç katil bulundu sadece. “Ben, yüzyılların doğurdu ölümüm.” sözü onu arşa çıkardı. Peki, Turan Dursun öldürüldü, din kurtuldu mu?

 

Hazırlayan: Nihal İlhan

İlginizi Çekebilir: Karşıyaka Sahafları

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu